Basın bülteni, 1990, Murat Sinkil

BM ÇAĞDAŞ SANAT MERKEZİ

sanat yapıtlarının ruhu, onların ne anlama geldiği değil, onların ne ıstediği değil, onların hakikat içeriğidir.  THEODOR ADORNO

Sanatçı alıcı için, alıcının varlığına tepki gösterdiği için üretiyor, üretimi tüketime dönüşüyor, kendi üretimi kendisi için sermaye oluyor, sanatçı işçi-işveren oluyor, sermaye insanın değer yaratan işleviyle ilgileniyor, üretimin niteliğiyle ilgilenmiyor, sanatçı üretimin özgün bir nitelikte olmasını amaçlıyor, özgün nitelikler sermaye ve sanayi tarafından çoğaltılıyor ve yaygın nitelikler olup, sanat değerini yitiriyor. Alıcı sanatçıyı kendi dışında görüyor, onun yaşam ikilemlerini çözücü, yaşamın tamamlayıcı ve düzenleyici seçkin bir kişi olduğuna inanıyor, sanat yapıtını alırken bu nitelikleri de aldığını düşünüyor, ruhsallestetik gereksinimini karşıladığı için onu kabul ediyor, kendi gerçeğini, sanatçının yarattığı başka bir gerçek görünümünde satın alıyor; sanatçının gerçeklere dayanarak gerçekleri yadsıyarak yarattığı başka gerçekleri. Gerçek sanatçının yapıtında biçimleniyor, yapıtın biçimi yaşamın biçimidir, yapıt özgürlük ve doyum arayan insanın aradığı biçimdir, sanatçı yaşamın bir parçasıdır, alıcı sanat yapıtında yaşamın bir parçasını alıyor, sanat yapıtını yaratanı kendi dışında görüyor. Sanat yapıtı kitle için üretiliyor, kitleden uzaklaşıp müzelere ve koleksiyonlara kapatılıyor, sanatçı söylemini kitleye yöneltmek için alıcıya bağımlı oluyor, alıcı sanatçıdan değişmezlik (status quo) istiyor, sanatçı değişim istiyor, değişim bağımsızlık istiyor, bağımsızlık için ekonomik güç gerekiyor, ekonominin estetiği ve felsefesi sanat yapıtının estetiğine ve felsefesine sahip çıkıyor, ekonomik güç kazanan sanatçı başarılı sayılıyor, başarı ekonomiye bağımlı oluyor, değişmezlik başarının ölçüsü oluyor, sanatçı değişmezliğe karşı koyuyor, sanatçı alıcının varlığına tepki gösterdiği için üretiyor.